"Sarıyer Belediyesi’nin kendine bir hayrı var mı ilçelerine olsun?"
"Sarıyer Belediyesi’nin kendine bir hayrı var mı ilçelerine olsun?"
Aydınlık Gazetesi Metin Akgerman, Sarıyer Belediyesi'ni köşe yazısına taşıdı. Akgerman, Büyükdere'nin sorunlarından örnekler vererek çözüm önerilerini sıraladı.
Aydınlık Gazetesi Metin Akgerman, Sarıyer Belediyesi'ni köşe yazısına taşıdı. Akgerman, Büyükdere'nin sorunlarından örnekler vererek çözüm önerilerini sıraladı.
Metin AKGERMAN / Aydınlık
İstanbul’da kalabalık mahalleler var. Bu mahallelerin bolca sorunları var. Diğer taraftan mahallelerimizde seçim ile işbaşına getirilen muhtarlar var. Bunların da faydaları konusu tartışmalı. Bu yazının amacı, İstanbul’un mahallelerindeki yönetim sorununa, kamu otoritesi eksikliğine dikkat çekmek. Muhtarların mahalle sorunlarına daha çok faydalı olabilmeleri için politika yapıcıların değerlendirmesi için idari ve iktisadi öneriler sunmak.
Mahallelerin yönetim sorununu çözme amacıyla yazılan bir yazının fazlaca ‘genel’ kalma riski var. Bunu istemiyorum. Özele ve sorunun derinine girmek istiyorum bunun için seçtiğim yöntem iyi bildiğim Büyükdere mahallesini ( Sarıyer ilçesine bağlıdır) örnek olarak kullanmak. Böylece kavramlar, öneriler, problemler havada uçuşmayacaklar. Büyükdere için yapılacak sorun tespitleri ve çözüm önerileri, İstanbul’daki birçok mahalle için uygulanabilir veya yol gösterici olacaktır. Mahallelerimizin yönetim sorunları büyük ölçüde ortaktır. Siz okurken Büyükdere’ye çok takılmayın, X veya Y mahallesi de olabilirdi. Önemli olan mahalle ismi bağımsız, sorunları çözebilecek bir idari reform tasarlayabilmek.
BÜYÜKDERE
Büyükdere Mahallesi özelinde temel sorunlar neler? Trafik sorunu, kaos sorunu, park sorunu. Diğer çoğu sorun bunların türevleri. Mahallenin sorunlarına geçmeden önce gelin kendimize birkaç soru soralım: Acaba Büyükdere Mahallesi ‘yönetilen’ bir mahalle midir? Yani birileri bu mahalleyi ‘yönetiyor’ mu? ‘Sorunlar şunlar, bunlar, bunları nasıl çözelim arkadaşlar?’ filan böyle derdi, gündemi olan birileri var mı? Böyle bir ortam var mı? Ne bileyim bu mahalle idaresi ile az veya çok ilgili olan kişi ve kurumlar, düzenli olarak bir araya gelip bu sorunlara kafa patlatıp çözüm önerileri ve planı ortaya koyuyorlar mı? Yetkili birileri Büyükdere’de gezip ‘yahu burası neden bok kokuyor?’ ‘yahu bu otobüs neden buradan dönemiyor ve yolu kilitliyor?’ ‘Yahu yol üzerindeki bunca esnafta neden yeterince alışveriş olmuyor?’ ‘Yahu burada oturan ve çalışan insanlar arabalarını nereye park ediyorlar acaba?’ ‘Yahu ana yol üzerine çift sıra park eden, yolu tıkayan öküzler kimler?’ ‘Oha yolun çıkışına adam arabayı park etmiş gitmiş?? Neden kimse bunlara ceza yazmıyor?’ filan… Yani normal bir mahallede yürürken yapacağınız temel, açık, umumi gözlemlere dair temel sorular… Var mı böyle bir otorite?
Yok arkadaş yok. Hiçbir şey yok. Saldım çayıra mevlam kayıra. Bizim mahalle düzeni budur. 15 sene önce de böyleydi, 10 sene, 5 sene önce de, bugün de böyle… Bir şeyleri değiştirmezsek bu kaos ortamı, orman kanunu mahallelerimizde devam edecek.
SARIYER BELEDİYESİ’NDEN HAYIR GELİR Mİ?
Diyeceksiniz ki neden Sarıyer Belediyesi düzeltmiyor? Evet, Büyükdere Mahallesi Sarıyer ilçesine bağlıdır ve Sarıyer Belediyesi’nin bu işleri düzeltmesi beklenir. Yahu Sarıyer Belediyesi’nin kendine bir hayrı var mı ilçelerine olsun? Sarıyer’in sahildeki en merkezi yerine gidin bok kokuyor. 20 sene önce de kokuyordu, 10 sene önce de kokuyordu yine kokuyor. Bir sürü kırdılar, döktüler, sözüm ona borular döşediler, yine kokuyor. Trafik sorunu otopark sorunu, daha Sarıyer merkezde çözülemedi. Belediye binasının kendi sokağında yıllarca çözülemedi sonunda trafiği çözmediler, belediye binasını başka yere taşıdılar.
Bakın merkezinde çözülemedi diyorum. Hatta, ben de yeni öğrendim meğerse hapiste olan eski İBB Başkanı da Sarıyer merkezde yüksek duvarlar ile iyice etraftan izole edilmiş lüks bir villa sitesinde oturuyormuş. Yani her Allah’ın günü zaten o çözülemeyen trafik, otopark, sahildeki bok kokuları arasından geçip evine gidip geliyor, biz de saf saf koca İstanbul’un sorunlarının çözülmesini bekliyoruz.
ŞÜKRÜ
Sarıyer’in önceki belediye başkanı Şükrü Genç’e bakalım, Çok parlak bir profil. Üstelik ilkokul dönemini dahi Sarıyer’de okumuş, Sarıyerli. Şahsen tanımam, birkaç kez rastlamıştım. Sahada gezinen bir başkandı. Sarıyer’i iyi tanıyor, çalışkan, güler yüzlü, sempatik, pozitif enerjili biriydi. Ama yapamadı. Büyük çuvalladı maalesef. 2009'da Baykal döneminde Sarıyer belediye başkan adayı olmuştu ve seçimi kazanıp AKP'den belediyeyi almıştı ve 3 dönem, 15 yıl boyunca her seçimde oylarını artırdı. Baykal'a 2010'da kaset kumpası kurulmuştu, 2010 sonunda FETÖ Sarıyer Belediyesi’ne de kumpas kurdu, başkan yardımcısı ve bazı çalışanlar rüşvet suçuyla tutuklandı ve sonra ilgili savcı FETÖ’den içeri alınmıştı.
Peki son dönem Şükrü beyin yerine kim getirildi? Kel alaka, Ordu’lu, Ordu’da büyümüş, Ordu’da kariyer yapmış, çevre yapmış biri getirildi. Herhalde CHP içinde ilişkileri iyi. Normalde gelemezdi ama CHP şapkasını takınca isterseniz Mozambik’teki kabile şefinin yavuklusunu da getirebilirsiniz. Şükrü’nün yapamadığını yapmasına imkân var mı? Bence yok. Sarıyer ile bir gönül bağı yok, geçmişini bilmez, kültürünü, tarihini bilmez. Yani saçma sapan bir iş.. Bekleyelim ki mahallelerin sorunları çözülsün… Demokrasi bu mudur allasen? Allahtan gelen müteahhit değil o da bir ilerleme. Nedir yenisinin mesleği? Veterinermiş… Şimdi bir espri yapardım ama neyse… Hemşerilerimizin kalbini kırmayalım.
SARIYER’İN MAHALLELERİ
Gelin kişiler üzerinden polemik yapmayalım ve yönetişim yapısını inceleyelim. Mevcut belediyecilik yapısı acaba mahallelerin sorununu çözmeye uygun mudur? Sarıyer’de kaç mahalle var? kaç muhtar var? Mahallelerin nüfusları birbirine yakın mı?
Sarıyer’in toplam nüfusu 350 bin civarındaymış ve son senelerde neyse ki sabit gibi. Toplam 38 mahalle varmış, yani 38 muhtar demek. En büyüğü olan Ayazağa’nın nüfusu 34.000, en küçük Garipçe’ninki 400. Bizim konumuz olan Büyükdere de 8.000 nüfus ile ortalarda bir yerde. Sarıyer’in meşhur mahalleleri var. Maslak Mahallesi mesela 13.000 nüfus gözüküyor ama hepimiz biliyoruz ki burası iş merkezi olan bir mahalle ve gün içindeki nüfusu çok daha fazla. Keza, Tarabya, İstinye, Zekeriyaköy gibi zenginlerin yaşadığı mahalleler de meşhur. Sarıyer merkezde de 12.000 kişi yaşıyormuş.
Muhtarlık makamı ile ilgili ilk göze çarpan tuhaflık mahalle nüfusları arasındaki büyük fark. Yani her mahalleye bir muhtar bakıyor. 34 bin kişilik Ayazağa'ya da bir muhtar bakıyor, 400 kişilik Garipçe’ye de bir muhtar bakıyor. Hatta Sarıyer Belediyesi’nin olduğu mahallede de bir muhtar var. Demek muhtarların yaptığı işin nüfustan bağımsız olması lazım değil mi? Yoksa bu sistemi çözemeyiz. Bir muhtarın 34 bin kişilik mahallede herkesi tanımasını mı bekliyoruz? Peki görevleri nüfustan bağımsız ise, idari başka görevleri mi var? Peki Sarıyer Belediyesi’nin olduğu ilçede neden muhtara ihtiyaç var? Zaten belediye merkezi ve seçilmiş başkan orada? İkamet belgesini Sarıyer Belediyesi veremiyor muymuş? Çok mu karışık işmiş.
BÜYÜKDERE’NİN MARİFETLİ MUHTARI
Büyükdere’ye dönelim. Seçilmiş muhtar var, peki. 8000 de nüfus var, o da güzel. Şimdi seçilmiş muhtardan bu 8000 nüfusun mahalle sorunlarını çözmesini mi bekliyoruz? Bok kokusunu muhtar mı yok edecek? Yola çift sıra park eden öküzleri muhtar elindeki sopa ile mi dövecek? Aynı dar sokaklara sittin senedir girip çıkan ve sittin senedir aynı kavşaktan dönemeyen, ileri geri manevralar ile yolu tıkayan belediye otobüsünün derdini muhtar mı çözecek? Yıllardır boş duran karakol binasını ekonomiye muhtar mı kazandıracak? Sahildeki eski belediye imar işleri binası olan, sonraları bir müteahhit firmaya kiralanan binanın kiracısı ile ilişkilerini muhtar mı yönetecek? Büyükdere Mahallesi’nde esnafından, emeklisine, yalıda oturan milyarderinden, gecekonduda oturan emekçisine kadar gayet demokratik şekilde kimse arabasını park edemiyor. Park yeri yok. Sittin senedir yok. Evinizde yeterince keskin aletiniz varsa, evinizin önüne park edilmemesini orman kanunları sayesinde belki sağlayabilirsiniz. Otopark yerini muhtar mı bulacak? Esnaf caddesinde (Çayırbaşı Cd.) esnaf sinek avlıyor bu sorunu muhtar mı çözecek? Büyükdere Mahallesi’nde olmaması gereken ama olan Sarıyer vergi dairesine yeni bir yer bulup taşınma işini muhtar mı yapacak? Yeterince iyi işletilemeyen ama kâğıt üzerinde mevcut olan belediye spor tesislerini, kütüphaneyi filan muhtar mı işletecek? Tepelerdeki boğaz manzaralı olan gecekondudan dönüşmüş villaların altyapı sorununu muhtar mı çözecek? Tepedeki milyon dolarlık, özel havuzu olan villaların kullandığı anormal miktarda suya ilave vergiyi muhtar mı koyacak?
Sonu olmayan sorun listesini burada keselim. Elbette muhtardan bunları bekleyemeyiz, bunlar büyük işler, takım çalışması gerektirir, farklı kamu birimleri ile ortak çalışma gerektirir, bütçe yönetimi gerektirir, kapsayıcı yaklaşımlar gerektirir, sorunların kök sebepleri ile doğru tespitini gerektirir vs..
Ama gel gör ki vatandaşın kolay ulaşabildiği, elinin altında olan sadece muhtar var. Büyükdere Mahallesi’nde yaşayan 8000 nüfusun başka ulaşabileceği kimse yok ki. Muhtar partili değil, Devlet maaş ödüyor. Muhtarın mahallenin bütün sorunlarını çözemiyorsa dahi bazı sorunlarını çözebilmesi gerekir. Makul miktarda yetkisinin ve sorumluluğunun olması gerekir.
Bugün için mahallelerdeki muhtarlık makamlarından ikamet ilintili bazı işlemler yapılabiliyor, E-devlet’ten de yapılabilen işler. İkamet ilintili evrak işini yapması için neden biz oy veriyoruz? Yani seçilmesi gereken bir makam mıdır ikamet kaydı tutan kişiler? Elbette değil. İkamet kaydı işleri devlet memuru işi olmalıdır, seçime gerek olmamalı bunun için. Bizim muhtarların görev ve sorumluluklarını yeni teknolojik seviye ve imkanlara göre, uzaktan çalışma imkânlarına göre, yapay zeka yardımcılarına göre yeniden tanımlamamız gerekir. Muhtarları, mahallenin sorunlarını tespit eden, çözmeye çalışan, takip eden, koordine eden bir birim haline getirmek faydalı olabilir. Yani hiçbir şey yapmayacaksa en azından mahalle içindeki araba trafiğini, otopark işlerini, nereye park yapılabilir, nereye yapılamaz, paralı mı parasız mı vs. yönetmesini bekleyebiliriz çünkü elimizde başkası yok.
ÇÖZÜMLER:
Büyükdere örneğine dönelim. Problemleri sıraladık. Bu problemlerin çözümleri de belli. Dünyanın her yerinde olan, çözümü belli sorunlar. Sıralayalım çözümleri:
1. Merkez caddede yol kenarına süresiz park etme olayı yasaklanacak. 30 dk ücretsiz park olacak, sonrasında artan fiyatlı park tarifesi olacak. Böylece vatandaş arabasını caddeye park edip, esnaftan alacağını alıp binip arabasına gidecek. Aksi takdirde zaten esnaf kendi arabaları ile cadde üzerini doldurduğunda vatandaşın durup alışveriş yapma imkânı yok.
2. Arka sokaklarda bir yerlerde gerekiyorsa kamulaştırma yapılıp cep otoparkları kurulacak. Büyükdere’de oturanlara evlerine yakın öncelikli otopark hakkı verilecek. Dışarıdan gelip gidenlere kallavi park tarifesi uygulanacak ve dışarıdan gelenlerin toplu ulaşım ile gelmesi özendirilecek. Belki zon renklendirmesi yapılacak ve renk belgesine göre kim, nerelere park edebilir tanımlanacak.
3. Daracık sokaklarda belediye otobüslerinin rahat dönebilmesi için belirli kavşak noktaları civarında hiçbir surette duraklama, park etme olmayacak, yapana kameralar ceza yazıp evine gönderecek. Mümkünse farklı tipte, dar sokağa uygun kısa otobüsler, belki katlı otobüsler ilgili hatlarda devreye alınacak.
4. İSKİ’nin kanalizasyon hattına sahildeki evler, dükkânlar, tepedeki gecekondular, villalar, ne varsa hepsi bağlanacak. Marmara Denizi’ne atık boşaltılmasına izin verilmeyecek ve gerekirse her evin içine girilip tuvalete, lavaboya boyalı marker dökülüp denize çıkışı izlenecek. Yağmur kanalları, kanalizasyondan bağımsız olacak ve denize akıtılacak. Renkli markerler ile yağmur kanalına kanalizasyon bağlanmadığı denetlenecek. Denize zararlı ev kimyasallarının sahil bölgesinde satışı ve kullanımı yasaklanacak.
Buraya kadar yazdıklarımız işin ABC’si. Olmazsa olmazı. Bundan sonraki kısım ise düzgün belediyecilik için yapılması gerekenler, yani zorunlu kısmın bir üst seviyesi.
1. Atıl durumdaki kamu binalarının (misal eski polis karakolu) ekonomiye kazandırılması.
2. Yanlış yerdeki kamu binaları (misal vergi dairesi), toplu ulaşım bağlantısı olan yere taşınması sağlanacak ve mevcut arsa, mahalleliye faydalı şekilde dönüştürülecek.
3. Spor tesisleri, sosyal tesisler atıllıktan kurtarılacak. En çok kamusal fayda ve en yüksek kapasite kullanım oranı sağlanacak şekilde profesyonelce işletilmeleri sağlanacak.
4. Mahallenin çöplerinin kaynağında ayrıştırılmış olarak toplanması sağlanacak.
Buraya kadar işin ABC’sini yazdık, düzgün belediyecilik için gereklilikleri yazdık. Gelin bir de ‘muhteşem şehircilik’ kapsamında biraz daha beklentilerimizi yükseltelim. Ne yapılmalı kısmından, ‘neler yapılabilir?’ kısmına geçelim, biraz hayal kuralım:
1. Mahalle İstanbul’un turistik bölgesine dahil edilebilir ve özel bir turistik dönüşüm programı başlatılabilir.
2. Mahalledeki eski eserlerin cephe bakımının yapılması sağlanabilir, bunun için özel krediler, sigorta seçenekleri tasarlanabilir.
3. Zamanında eski eser olup daha sonra çeşitli yöntemler ile beton binaya dönüştürülmüş eserlerin orijinal eski eser mimarisine çevrilmesi için programlar devreye alınabilir.
4. Büyükdere iskelesine turistik vapur turlarının uğraması sağlanabilir.
5. Cadde içi (Çayırbaşı Cd.) trafiği normal araçlara yasaklanır, sadece otobüslere izin verilir. Sahilde araç trafiği kısıtlanarak, otobüsler ile beraber çalışabilecek yeni bir tramvay hattı yapılabilir.
6. Atatürk döneminde, henüz Türkiye’de ticari havalimanı yok iken İtalyan şirketi Aero Espresso’ya 20 senelik deniz uçağı işletme imtiyazı verilmişti ve Büyükdere sahili, deniz uçağı sahası yapılmıştı. Bu deniz uçağı sistemi Büyükdere’de tekrar değerlendirmeye alınabilir.
7. Atatürk Savarona’da geçirdiği zamanın önemli kısmını Büyükdere koyunda geçirdi. Savarona’nın Büyükdere’ye getirilmesi konusu değerlendirilebilir. (Zaten Boğazlar Sahil Koruma Komutanlığı da var)
8. Tarabya ve İstinye koylarına yapılan ve hayli gelir getiren yat limanına benzer, çevreci bir tesis, Kazıklı Yol civarı bir yere yapılabilir. Bu konuda ülke genelinde büyük talep olduğu biliniyor.
9. Yüzme havuzlarının sahil bölgesine yapılması ve pasa dayanıklı özel bazı ekipmanlar ile deniz suyu ile çalıştırılmaları dünyada yaygın bir yöntemdir ve deniz kıyısındaki şehirlerde kullanılır. Bu kapsamda sahil bölgesinde ve özel olarak Büyükdere’de halkın kullanımına açık olimpik yüzme havuzu tesisi (genelde çok amaçlı spor tesisi şeklinde yapılmaları daha maliyet etkin oluyor) yapılması uygun olabilir.
10. Beyazpark’ın olduğu yer eskiden halka açık plaj idi. Benzer bir proje bugünün koşullarına uygun olarak yapılabilir. (Belki bambu kamışları ile sahilden izole edilerek ve kışın üzeri kapatılarak çay bahçesi olacak şekilde)
HEP AYNI
Buraya kadar sorunları ve çeşitli seviyelerde çözüm önerilerini yazdık. Peki bugünkü problemli durumdan, yarınki ideal duruma geçişi nasıl yapacağız? Mevcut yönetişim yapısı ile bunun olamayacağı açık. Sarıyer Belediyesi yönetimini Sarıyerliler mi seçti yoksa CHP’deki bazı çıkar grupları mı atadılar? Eğer ikinci durum oldu ise bu insanların tekrar atanabilmek için kime hizmet etmelerini beklemeliyiz? Bunlar belediyeciliğimizin, şehirciliğimizin acı ve hazin sonuçlarıdır. CHP yerine AKP belediyesini de koysanız durum az çok aynıdır. Zaten Sarıyer Belediyesi’nin başına Süpermen de gelse yine mevcut idari modelde yetki, sorumluluk ve mali kısıtlardan dolayı sorunları ancak kısmen çözebilir. İBB, Valilik ve ilgili bakanlıkların desteği gerekli birçok önemli konuda.
Olaya başka bir açıdan bakalım. Varsayalım siz Sarıyer Belediye başkanısınız. Kısıtlı bütçenizi Büyükdere, Tarabya, Sarıyer gibi zaten kafalarına silah dayasanız CHP’ye oy verecek seçmenlerin mahallelerine mi harcarsınız yoksa Ayazağa, Reşitpaşa, Ferahevler gibi AKP’nin güçlü olduğu kalabalık mahalleleri kazanmak için mi harcarsınız? Biri kafesteki kuş, diğeri daldaki kuş. Bu açıdan bakınca da Büyükdere’nin yatırım ve ilgi çekme şansı sıfır.
Diğer taraftan kabul etmek gerekir ki Büyükdere altyapı sorunu olan tek mahalle değil. Hepsinde sorunlar var ve kısıtlı kaynakların atamasında bir önceliğin belirlenmesi gerekli. Geliri daha düşük ve kalabalık mahallelere bu durumda öncelik verilmesi siyaseten ve ahlaken pek de hatalı değil. Siyaseten şöyle bir düşünce olabilir: Zengin mahalleler kendi altyapı sorunlarını kendileri çözsünler, kendi otoparklarını yapsınlar vs.. Peki eyvallah. Bunun için bir mekanizma var mı? Hangi mekanizma ile para toplanacak ve mahalle ihtiyaçları için harcanacak? Gelin bu sorunun çözümü için bir mahalle fonu sistemi önerelim.
MAHALLE FONU KURMAK
Mahalle Fonu (MF)’na neden ihtiyaç duyduğumuzu yazıda belirttik. Mahallede sorunlar var, bu sorunlar sıttın senedir çözülemiyor, bu sorunlara öncelik verilmeyeceği biliniyor ve mahalleli kendi içinde para toplayıp bu sorunların bir kısmını çözmek istiyor. Topladıkları parayı yatırdıkları banka hesabının adı da ‘Mahalle Fonu’ oluyor. Bizim örneğimiz Büyükdere Mahallesi’ndeki fona, bu bağlamda Büyükdere Mahalle Fonu (BMF) diyelim. BMF’nin faydalı olabilmesi için bu işin çerçevesi nasıl çizilebilir?
1. Mahalle fonlarının kurulabilmesi için bir hukuki düzenleme yapılmalı ve fonun toplanması, harcanması, denetlenmesi hususlarının çerçevesi çizilmeli
2. Mahalle konseylerinin kurulabilmesi için kanuni düzenleme yapılmalı
3. MF’nin seçilecek bir banka nezdinde kurulması ve bankanın bir fon yöneticisi ataması uygun olur
4. Mahalle muhtarının ve kurulacak mahalle konseyinin, geniş bir kapsayıcılık ve temsil yetkisi ile beraber bu fonun yönetiminde söz sahibi olması sağlanmalı.
5. Muhtar, konsey ve fon yönetimine, mahalledeki yol kenarı otopark konusunda kural belirleme imtiyazının verilmesi uygun olur. Bu konudaki park geliri ve otopark cezaları da ilgili fona aktarılmalı.
6. Fonun otopark yatırımı amaçlı kamulaştırma, satın alma, vale hizmetleri satın alma ve mahalle ihtiyaçları ile ilgili diğer yatırımların yapılması konusunda yetkilendirilmesi uygun olur.
7. Bu yazıda fon ifadesi kullandım ama bu yapı kooperatif, vakıf, dernek vs. de olabilir. Önemli olan mahalle ihtiyaçları için resmi ve kayıtlı olarak para toplayabilen, harcayabilen ve mahallelinin harcamalarında söz hakkı olan bir kurumsal yapının oluşturulmasıdır.
8. Toplanan fon tamamen hibe şeklinde olabilir, faizsiz borç şeklinde olabilir, temettü ödeyecek yatırım fonu şeklinde olabilir, hisse payı olabilir veya bunların karma bir yapısında olabilir. Hepsi mümkün, yeter ki yolsuzluk olmayacak şekilde bir yönetim ve denetim mekanizması olsun ve maliyet etkin şekilde mahalle ihtiyaçlarını çözebilsin.
Bazı okuyucular şöyle düşünebilirler: Böyle bir fon kurulursa kimse bu fona para yatırmaz. Aksine Sarıyer Belediyesi, Büyükdere için ayırdığı fonu da harcamaz, BMF’ye kendi topladığı parayı harcatır.
İkinci argümanı hemen çürüteyim: Büyükdere’ye zaten para harcandığı filan yok, en fazla Sarıyer Belediyesi BMF’nin fonuna sulanabilir.
İlk konuya gelirsek. BMF’nin hızla büyük miktarda para toplayabileceğine eminim. Park krizi ve trafik kaosu mahalleyi hem sosyal hem ekonomik olarak felç etmiş durumda zaten. Sahildeki bütün yalı sahipleri zaten en az bir adet otopark yerine kendi arabalarını koymak için gereken parayı seve seve öderler. Sahilde kanatçı var, akşamları kalabalık oluyor, onlar seve seve öder. Yine sahilde Fuat Paşa Oteli var, gün içi araba trafiği yaratıyor, onların eli mahkûm ödeyecekler. Bazı akşamları düğün filan oluyor, şiddetli otopark ihtiyaçları var. Yine sahilde Sadberk Hanım Müzesi var. Vehbi Koç'un rahmetli eşi için müzeye dönüştürülmüş bir konak. Otoparkı yok. Elbette destek olacaktır. Konsolosluklar ve yaz sefaretleri var. İspanyol, Rus vs. onlar para öder. Büyükdere Camii var, Cuma’ları namaz için otopark lazım, yok. Kilise var, hatta geçen sene hatırlarsınız saldırı yapmışlardı, papaz Anton ucuz kurtulmuştu. Pazar günleri ayin var, Katolikler geliyor ama park yeri yok vs... Keza cadde esnafı da talep ediyor. Yurtdışında yaşayıp projelere para gönderecekler var. Yani para toplanmaması diye bir durum olamaz. Mahallelerimize kendi kendilerine organize olup, sorunlarını çözebilmeleri için bazı mekanizmalara devletimizin izin vermesi gerekir. Devlet ilave harcama yapmayacak sadece mahallelinin para toplayıp ihtiyacını karşılaması için gerekli yolu açması lazım.
MAHALLE KONSEYİ MODELİ:
Mahallenin parasal problemlerini fon ile çözdük. Peki yeterli mi? Değil. İdari olarak da değişiklik gerekli. Mahalle idaresi sadece muhtar ile olabilecek iş değil. Mahalle sorunlarının ilgili ve yetkili kişilerin de olduğu bir ortamda düzenli olarak, misal her ay tartışılabildiği bir platformun oluşturulabilmesi gerekli. Yani bir ‘mahalle konseyi’ kavramını devreye almalıyız. Nasıl bir konsey ve toplantı platformu tasarlayabiliriz?
1. Mahalle konseyleri oluşturulmalı. Daimi üyeler, yedek üyeler tanımlanmalı.
2. Mahalle konseyi her ay toplanmalı.
3. Konseyde mahalle muhtarı, mahalle caminin imamı, mahalle okulunun başöğretmeni, mahalle PTT’sinin müdürü, ilgili ilçe belediyesi temsilcisi, İSKİ, İETT, Valilik’ten bir temsilci, İSPARK temsilcisi, mahalle fonunun yöneticisi, mahalledeki aile hekimliğinden bir temsilci ve mahallenin temsilcileri olmalı. Mahallede yaşayan TSK’dan emekli subay da ve mahalleliyi temsilen ilave birkaç kişi, esnaf vs. olmalı. Mahalleyi temsil eden milletvekili varsa o da katılabilir. Eski belediye başkanları katılabilir. (Normalde 350 bin nüfusu olan Sarıyer’i TBMM’de temsil eden bir veya iki adet milletvekili olmalı ama bizim parlamenter sistemde böyle olmuyor. Misal Şükrü Genç’in TBMM’de bugün Sarıyer’i temsil eden MV olması beklenirdi, çok da faydalı olurdu)
4. Toplantı fiziken mahalledeki bir toplantı odasında, misal okulun kapalı spor salonu vs. olabilir ayrıca mahalleliler internet üzerinden kendi şifreleri ile toplantıya bağlanıp kararlar hakkında oy kullanıp görüş bildirebilmeli. Toplantı notları internette yayınlanmalı. Toplantı başkanlığını okulun başöğretmeninin yapması uygun olur. Toplantıya internetten değil de fiziken katılanlara makul bir harcırahının Mahalle Fonundan ödenmesi uygun olur. Misal 10 USD karşılığı öğle yemeği parası.
5. Mahalle konseyine ve toplantılara mesleği 'müteahhit' olan kimse alınmamalı.
6. Altyapısı yeterli olmayan mahallelerin ilave konut/hane yapımı ile büyütülmesi mümkün olmamalı ve mahalle konseyinin onayı gerekmeli. Mahalle konseyinin ilgili mahalleleri yeni ikamet amaçlı konut yapımına kapatma yetkisi olmalı.
SONUÇ
Bu yazıda ilave bir kamu harcaması gerektirmeden mahalle seviyesinde bir yönetim modeli önerdik ve bunun gerekçelerini belirttik. Tüm önerilerimiz uygulanabilir olmayabilir, farklı mahallelerde farklı ihtiyaçlar olabilir ama mahallelerde bir fon kurmak, bir mahalle konseyi oluşturmak ne kadar kötü olabilir? İşlerin bugünden daha kötü olmayacağı kesin. En kötü ihtimalde fonda para toplanmaz. En kötü ihtimal mahalle konseyi toplanır, çay içer konuşur dağılır. Mahalle sokaklarında bugünkü kaos devam eder. Bu modeli devreye alabilen mahallelerde ise büyük ve hızlı değişimlerin olması mümkündür.
Not: Yazıyı yazdıktan sonra Şükrü Genç’in durumunu kontrol ettim, meğer Mart 2025'de 2014-2016 arasında DHKP-C’ ye destek olma suçlaması ile tutuklanmış. Anlaşılan hâlen mahkeme süreci devam ediyormuş. Bırakalım bağımsız yargı işini yapsın elbette ama ben pek bu işi anlamlandıramadım. 15 sene Sarıyer’de hataları, eksikleri, sevapları ile üç dönem görev yapmış. 15 sene sonra görevi bitiyor, kendi partisi içindeki klikler ile mücadele ediyor, CHP’nin adayına karşı bağımsız olarak girdiği son seçimi kaybedip emekli oluyor, ‘haydi bakalım 10 sene önce DHKP-C’ye destek oldun’ diye adamı içeri atıyorlar. Yahu bu hesaplar 15 senede Sayıştay tarafından kaç kez denetlendi? Denetimde bunlar ortaya çıkartılamamış mı? Kim atlamış? İlgililere görevi ihmalden dava açılacak mı? DHKP-C’ye nasıl, ne zaman kaç para destek olmuş? DHKP-C o kaynaklar ile ne yapmış? Umarım tez zamanda dava sonuçlanır, biz de durumu öğreniriz. Şükrü Genç’e ‘mahallelerin sorunlarını çözemedin’ diye dava açsalar iddia makamına hak veririm ama ‘teröre destek’ diye 10 sene gecikmeli adam emekli olunca içeri atmak hayatın akışına pek uygun gelmiyor... Bir de şu kısmı pek aklıma yatmıyor. 3 dönem on milyarlarca TL’lik bütçe yönetmiş. Yüzlerce şirket, yüzlerce ihale yönetmiş, milyarlarca liralık tapu, arazi ilintili rantsal işleri yönetmiş. Yani bu adam DHKP-C destekçisi ise bu taşeron firmaları ona göre seçer değil mi? Bütçeye oranla kayda değer bir rakam mı aktarmış yoksa milyarlarca TL harcama, yüzlerce taşeron firma içinden cımbız ile suç unsuru mu arıyoruz? Tanımadığım CHP’li belediye başkanlarına dair spekülasyon yapmak zorunda kalsam, en çok Baykal döneminde seçilenlere güvenirim, sonra Kılıçdar, en az ise İmamoğlu/Özel dönemi başkanlarına.. CHP’nin gidişatı böyle maalesef.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

